History of War dergisinde yayınlanan içerikte, bugün bütün dünya ordularının kullandığı makineli tüfeğin mucidinin tarihçesini yayınladı.
John Moses Browning isimli Utah’ın Ogden şehrinde yaşayan mucit, ergenlik döneminde sık sık babasının silahçı dükkânında sergilenen silahları inceliyordu. Browning günlerini atölyedeki hurdalardan basit silahlar yaparak ve çayır tavuklarını vurarak geçiriyordu.
Kendisi 13 yaşına geldiğinde ilk tüfeğini yaptı. Bu aşamadan sonra onun için tek yol daha iyisini icat etmekti. Yaratıcı ve kendini işine adamış bir kişi olan Browning’in kendisi bile icat ettiği silahların muharebe sahasında yaratacağı etkiye inanamıyordu. İcat ettiği M2 Browning makineli tüfek birçok geliştirme sürecinin ardından, bugün hâlâ kullanılmaktadır. Ayrıca bu silahın kullanımdan kalkacağına dair herhangi bir emare de görülmemektedir.
Genç mucidin ilk tasarımı, namlu ucu yerine mermi yatağından doldurulan tek atışlık bir tüfekti. Şimdi basit gibi görünse de bu icat 19. yüzyılın sonlarında bir devrim niteliğindeydi. Browning, ilk tüfeği için kendisine 5.255 sterlin ödeyen Winchester Repeating Arms adlı şirketle verimli bir ilişki kurdu. Ayrıca mükerrer ateş eden tüfekler ve pompalı av tüfekleri de geliştirdi.
Ancak esas başarısı dikkatini otomatik tüfeklere ve özellikle de ağır makineli tüfeklere çevirmesinin ardından geldi. Gatling o dönemin klasik makineli tüfeğiydi ama Browning daha iyisini yapabileceğini biliyordu. Ateşlemeden elde edilen enerjiyi kullanarak, daha önceki bütün silahlardan çok daha hızlı bir şekilde mermi doldurabilen ve bunu bir döngü halinde tekrarlayan bir silah tasarladı. Geri tepme sırasında genleşen gaz yeni silahın otomatik olarak ateşlenmesini sağladığı için, Gatling makineli tüfeğinin elle çevrilen kaba krankından vazgeçildi.
Bu çalışmaların ardından Colt-Browning M1895 ortaya çıktı. Bu silah, ABD ordusu tarafından resmi olarak kabul edilen ilk makineli tüfek oldu. Üç ayaklı kaideler, at arabaları, tekneler, uçaklar ve zırhlı araçlara monte edilip kullanılabilen M1895, son derece esnek bir silah olduğunu kanıtladı. Boksör İsyanı ve İspanyol- Amerikan Savaşı sırasında yaygın olarak ve başarıyla kullanıldı. Silahtaki ilk büyük geliştirme 1895 yılında, namlunun arkasına açılan bir delik sayesinde gazların mekanizmanın dışına yönlendirilmesiyle gerçekleştirildi. Winchester Company’den ayrılan mucit Browning, Belçikalı silah üreticisi Fabrique National de Belgique ile Atlantik ötesi bir ortaklık başlattı. Aslında o dönemin büyük silah üreticileri olan, Savage, Colt, Remington ve Franchi gibi şirketlerin hepsi Browning’in devrim niteliğindeki icatlarından pay almak istiyorlardı.
ABD I. Dünya Savaşı’na katıldığı zaman Browning’de daha büyük çaplı geliştirmeler yapıldı. Makineli tüfek, İngiliz eşdeğeri olan Vickers ile güçlerini birleştirirken Almanların geri sürülmesine yardımcı oldu.
Bugün, tabancalardan ağır makineli tüfeklere kadar 30 milyon silahın Browning’in tasarımlarına dayandığı tahmin edilmektedir. ABD Ordusu 1980’lere kadar yarı otomatik ve otomatik silahlarda neredeyse tek tercih olarak Browning ürünlerini kullanmıştır. Bu, 1926 yılında ölen ve silahlarının dünya üzerindeki etkisini hiçbir zaman göremeyen bir adam için dikkate değer bir başarıydı.
