İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun makalesi, “Türkiye’nin demokrasiye olan inancının yenilenmesi üzerine” başlığını taşıyor.
İmamoğlu 31 Mart Yerel Seçimleri’nde CHP’nin elde ettiği başarıya ilişkin “Bu zafer, gerçek demokratik gücün halkın elinde olduğunu gösterdi” ifadesini kullandı.
Ekrem İmamoğlu’nun The Economist yazısından öne çıkan bölümler şöyle:
‘Türkiye artık seçeneksiz değildir’
* 31 Mart’ta yapılan yerel seçimlerin sonuçları Türkiye tarihinde bir dönüm noktasıdır. Seçmenler tarafından yerel iktidarın büyük bir kısmının siyasi muhalefete emanet edilmesiyle birlikte Türkiye artık seçeneksiz değildir; yörüngesi yeniden demokrasiye doğru sağlam bir şekilde belirlenmiştir.
* Bu zafer, gerçek demokratik gücün halkın elinde olduğunu gösterdi. Bu, ‘İstanbul Modeli’ olarak adlandırdığımız yeni bir belediye yönetimi biçimine yönelik bir güven oylamasıydı.
Derin ekonomik krize karşı protesto
* Verdikleri mesaj çok açık. Bundan böyle hukukun üstünlüğü ve demokrasi ile yönetilen bir ülke görmek istiyorlar. Bölücü politikaları ve otoriterliği reddediyorlar. Kutuplaşmayla parçalanmış bir Türkiye değil, birleşmiş bir Türkiye hayal ediyorlar. Dahası, bu seçim sonucu derinleşen ekonomik krize karşı bir protestoydu: Yükselen enflasyon, artan işsizlik ve hayat pahalılığı.
* Bu seçim aynı zamanda vatandaşların siyasi elitlerden çok daha güçlü ittifaklar kurabileceğini gösterdi. Partiler ve siyasi liderler demokrasiye olan umutlarını kaybetseler bile vatandaşlar kaybetmiyor.
Yakın bölge için dönüm noktası
* Geçen 20 yıl, dünyanın dört bir yanında otoriter hükümetlerin iktidara gelmesiyle birlikte bir demokrasi krizine sahne oldu. Türkiye için 31 Mart tam tersi bir anlam taşıyor: Demokrasinin erozyona uğramasının sonu. Bu, sadece Türkiye için değil, aynı zamanda yakın bölgesi ve ötesi için de derin anlamlar taşıyan bir dönüm noktası. Türkiye, otoriter eğilimlere nasıl meydan okunabileceğini göstermiş ve dünyaya örnek oldu.
* CHP, ulusal liderlik için Sayın Erdoğan’ın Adalet ve Kalkınma (AK) Partisi’ne karşı en güçlü alternatif olarak ortaya çıkmıştır. Önümüzdeki beş yıl boyunca Türkiye nüfusunun yüzde 70’inden fazlasını ve ekonomisinin neredeyse yüzde 80’ini oluşturan belediyeleri sosyal demokrat belediye başkanları yönetecek.